Bebeğiyle dışarda yemek yiyecek anne babalar öncelikle titiz bir fizibilite çalışması yapmalıdır. Bebekle gidilecek mekanda alt değiştirme ünitesi varsa sorun olmaz. Ama alt değiştirme ünitesi yoksa bebeğin altı ya sözkonusu mekana gidilmeden hemen önce evde değiştirilir, ya da arabada değiştirildikten sonra mekana giriş yapılır.
Bebekle yemek yenecek mekan belirlenirken, bebek arabasıyla girilebilecek kadar geniş, ferah bir mekan seçilir. İçeri girilip cerayan yapmayan, gürültüden uzak bir masa göze kestirilir ve masaya yerleşilir. Menü gelmeden bebeği uyutma çalışmalarına başlanır ki, ebeveynler kendi yemeklerini kolay yiyebilsinler. Bebek arabasının içinde sallanır, mekanın içinde gezdirilir. Arabada durmak istemediği anlaşılınca kucağa alınır pışpışlanır, biraz da kucakta gezdirilir...
Yemekler seçilir ve bebeği uyutma çabaları sonuç vermeyince bebeğin aç olduğuna karar verilir. Böylece bebeği besleme faslı başlar. Önce emzirme önlüğü çıkarılır ve restoranın kuytu bir köşesine geçilerek meraklı gözlerden uzak bir şekilde bebek emzirilmeye çalışılır. Öyle kuytu bir köşe yoksa mevcut yerde emzirme önlüğü ile bebek emzirilir. Bebek, gelen sütün miktarından tatmin olmuyor ve biberon istiyorsa hemen termostan sıcak su çıkarılarak formül mama hazırlanır,. Mama istenilen sıcaklığa gelinceye kadar bebeği oyalama, ona şaklabanlık yapma görevini baba üstlenir.
Bu arada seçilen yemekler masaya gelmiştir. Anne ısrarla bebeği uyutma mücadelesine devam ederken, baba lokmalarını hızla yutup bir yandan vakit kaybetmeden nöbeti anneden devralmaya çalışır, bir yandan da bebekle gireceği mücadele için enerji toplamaya çalışır. Anne, bebeği uyuttuktan sonra görevi babaya devrederek soğumuş yemeğinin başına döner. Uyanma emareleri gösteren bebekle ilgilenme sırası artık babadadır. Babanın nöbeti sırasında bebeğin uykusu derinleşmiş, annenin de yemeği sona ermiştir. Artık ebeynlerin baş başa oturup bir tatlı yeme ve çay içme zamanı gelmiştir.
Tatlılar ve çaylar söylenir. Ebeveynler bir yandan çaylarını içerken bir yandan da arabada uyuklayan minnoşu sevgiyle seyreder ve çocuklarının ne kadar uslu olduğu, bu sayede rahat rahat oturup çay içebildikleri düşüncesiyle hallerine şükrederler. Bu arada bebek arabasında bir kıpırtı başlamıştır. Öncelikle yemeğe başlamadan önce gerçekleştirilen beslenme prosedürü tekrarlanır. Bebeğin aç olmadığına kanaat getirilirse bu sefer emzik kartı öne sürülür. O da işe yaramazsa, bebek kucakta veya arabasında pışpışlanmaya başlanır. Bu arada bebek arabasındaki "uslu"çocuk büyük bir yaygara koparmaya başlamış, daha önce anne babasının duymadığı türden sesler çıkararak ağlamaya başlamıştır. Ufaklık kucağa alınır, sakinleştirmeye çalışılır. Etraftan bakanlara da "aslında uslu bir çocuk ama nedense bu sefer böyle yaptı" diyen bakışlar atılıp hemen hesap istenir.
Hesap ödenir, hızla arabanın yolu tutulur. Anne, arka koltuğa miniğin araba koltuğunun yanıbaşına oturup "çocuğun düzeni bozuldu" "kendimizi gezdireceğiz diye çocuğu perişan ettik" gibi vicdan azabı dolu düşüncelere dalarken, yorgunluktan bitkin düşen bebeğin başı çoktan yana düşmüştür bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder