Kızımın Türkmen bakıcısı işe başladığında kırık Türkçesi hariç her şeyi aklıma yatmıştı. Bunu da kendisine belirtip, Elif konuşmaya başlamadan Türkçe konusunda kendisini geliştirmesi gerektiğini söyledim. Zaman zaman da yanlış kullandığı ifadeler için kendisini uyardım. Ama sanırım bu arada benim Türkmencede kat ettiğim mesafe onun Türkçe öğrenmesinden daha fazla oldu.
-Mesela bakıcımız Elif gülümserken "Bu gülküler kime gitsin?" demeye devam ederken ben onun gülücükleri kast ettiğini anlıyorum.
-Elif'in kıyafetindeki civcivleri gösterirken "Ay burda cüceler de varmış" dediğinde kıyafetinde gerçekten cüce mi var diye bakınmış sonradan cücenin Türkmence civciv anlamına geldiğini anlamıştım.
-Bakıcı ilk günlerde Elif'i oğlum diye severken, "acaba erkek olduğunu mu düşünüyor yoksa iki oğlu olduğu için dili mi öyle alışmış?" diyordum. Şimdi biliyorum ki Türkmenler "oğlum" kelimesini "yavrum" anlamında kullanıyor.
-Çınar ablamız sütü damızladığını söylerken aslında yoğurdu mayaladığını kast ettiğini biliyorum.
Bunun gibi bir dolu örnek var ama bunların hepsi konuşulan Türkmence ifadeleri anlamamla ilgiliydi. Bugün kendimle ilgili yeni bir şey oldu. İlk kez farkında olmadan Türkmence konuştum. Elif'i banyodan çıkarırken bakıcımıza buzluktan süt çıkarıp çözmesini söyledim. Bakıcımızın "Abla biberonda biraz süt var ama daha da alar mı? diye sorunca kendimi "alar alar" derken buldum. Ben bu yaşımda Türkmenceye kayıyorsam kızımın hali nasıl olur merak ediyorum.
Kıssadan hisse: Dil konusunda bakıcımızı biraz daha düzeltmek gerekecek
ahahaah, ben Özgür'ün bakıcınızla ve türkmence ile ilişkisini merak ettim, bence apayrı bir post konusu olur :)
YanıtlaSil